Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/7

 وَمَا يَأْتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون

  Ve mâ yetîhim min nebîyin illâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

Kelime Karşılaştırma
ve mâ ye’tî-him : ve onlara gelmedi
min nebiyyin : (nebîlerden) bir nebî, bir peygamber
illâ : ancak, hariç, den başka, olmadan
kânû : oldular
bi-hi : onunla
yestehziûne : alay ederler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve hiçbir peygamber gelmedi onlara ki onunla alay etmesinler.

 Abdullah Parlıyan = Ama onlara ne kadar peygamber geldiyse, mutlaka onu alaya alıp eğlendiler.

 Adem Uğur = Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

 Ahmed Hulusi = Onlara bir Nebi geldiğinde, mutlaka onun getirdikleriyle alay ederlerdi.

 Ahmet Tekin = Onlar, kendilerine gelen her peygamberi, ille de alaya alıyorlardı.

 Ahmet Varol = Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmesinler.

 Ali Bulaç = Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Ali Fikri Yavuz = Onlara her peygamber geldikçe, muhakkak onunla alay ederlerdi.

 Ali Ünal = Ama kendilerine gelen her bir peygamberle alay ettiler.

 Bayraktar Bayraklı = Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

 Bekir Sadak = Kendilerine gelen her peygamberi onlar mutlaka alaya alirlardi.

 Celal Yıldırım = Ama onlara ne kadar bir peygamber geldiyse, mutlaka onu alaya alıp eğlendiler.

 Cemal Külünkoğlu = Ama onlara hiçbir peygamber gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.

 Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine gelen her peygamberi onlar mutlaka alaya alırlardı.

 Diyanet Vakfi = Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

 Edip Yüksel = Fakat, kendilerine giden her peygamberle alay ettiler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hiçbir Peygamber de gelmiyordu ki kendilerine onunla mutlak eğlenmesinler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = kendilerine hiçbir peygamber gelmiyordu ki, onunla kesinkes eğlenmesinler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.

 Gültekin Onan = Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Harun Yıldırım = Onlara bir nebi gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Hasan Basri Çantay = Onlar da, kendilerine bir peygamber gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi.

 Hayrat Neşriyat = Fakat onlara ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ediyorlardı.

 İbni Kesir = Kendilerine bir peygamber gelmeyedursun mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Kadri Çelik = Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Muhammed Esed = Ama onlara hiçbir peygamber gelmedi ki o'nunla alay etmiş olmasınlar;

 Mustafa İslamoğlu = Ama kendilerine gönderilen her peygamberle alay etmiştiler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlara bir peygamber gelmiş olmazdı ki, illâ onunla istihzâ eder olmuşlardı.

 Ömer Öngüt = Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onu alaya alırlardı.

 Şaban Piriş = Onlara hiçbir peygamber gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.

 Sadık Türkmen = Onlara hiçbir nebî/peygamber gelmedi ki; onunla alay ediyor olmasınlar.

 Seyyid Kutub = Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

 Suat Yıldırım = Onlara hiçbir nebî gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.

 Süleyman Ateş = Onlara hiçbir peygamber gelmezdi ki mutlaka onunla alay etmesinler.

 Tefhim-ul Kuran = Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.

 Ümit Şimşek = Onlara hangi peygamber geldiyse alaya aldılar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlara bir peygamber geldiğinde mutlaka onunla alay ediyorlardı.

 İskender Ali Mihr = Ve onlara hiçbir peygamber gelmez ki (gelmemiştir ki), onunla alay etmiş olmasınlar.

 İlyas Yorulmaz = Onlara ne zaman bir peygamber gelse, yalnızca onunla alay ettiler.